Çoğu insan Modernleşme/ Batılılaşma hareketini bir anda sıfırdan başlayan progresif şekilde ilerleyen bir hareket gibi görüyor. Kimileri bu hareketi 1923 yılında , kimileri 1839 kimileri 18 yy ikinci yarısında başlatıyor. Modernleşmeyi daha iyi bir hayat idealiyle değişen çağın koşullarına ayak uydurma çabası olarak alırsak, Türk modernleşmesinin herhangi bir nokta tarihte başladığını kabul etmek çok zor. Türkler Anadolu ya belki de en son gelen kavim olarak 11. Yy dan beri “batı” yla etkileşim, değişim ve dönüşüm halinde. Zamanı gelmiş doğu romanın kurumlarını kendimize adapte etmişiz, yeni teknolojiler orduda kullanılmış, kültürel-sanatsal-ekonomik etkileşim hiçbir zaman canlılığını yitirmemiş...
Ama biz modernleşmenin köklerini sadece Osmanlı nın son 2 yüzyılında arıyoruz. Kafalarda genel bir modernleşme\batılılaşma\çağdaşlaşma hareketi var, bu hareket “devrim” olarak karakterize ediliyor ve harekete gösterilen reaksiyonel tepkilerin çoğu da karşı-devrim hareketleri olarak sunuluyor.
Tanzimat Fermanı, Meşrutiyetler, Cumhuriyet bunlar devrim
31 Mart, İkinci Abdülhamid dönemi , Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası bunlar karşı devrim hareketleri
İnanılmaz derecede basit , kolpa ve büyük resmi görmekten uzak bir tarih anlayışı.
Yapay Türk Modernleşme hareketinin şablonu içinde aklımıza yatan bir yere koymak uğruna “karşı-devrim” hareketlerinin dini olduktan çok politik olan yapısını da göz ardı ediyoruz
31 Mart Olayı, Türk Modernleşmesi şablonunda uygun bir kategoriye sokabilmek için objektif şekilde değerlendiremediğimiz politik hareketlerden sadece biri
Hareketin tarihiyle ilgili elimizde yazılı ve görsel kaynakları geçtim ses kaydı bile var
Miladi takvimle 13 Nisan 1909 da başlayan ayaklanma, 23 ü 24 Nisan a bağlayan gece Selanikten yola çıkıp Yeşilköy üzerinden İstanbul’a giren Hareket ordusunun müdahalesiyle bastırılmıştı
Videoda Hareket Ordusunun kumandanı Mahmut Şevket Paşa’nın Yeşilköy’de subaylarına yaptığı konuşmanın ses kaydı var.
Paşanın konuşmasının içindeki birkaç kelime dışında her şey net bir şekilde anlaşılıyor. Osmanlıca diye ayrı bir dil olduğunu zannedenler için şaşırtıcı bir detay olsa gerek.
Tanzimat Fermanı, Meşrutiyetler, Cumhuriyet bunlar devrim
31 Mart, İkinci Abdülhamid dönemi , Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası bunlar karşı devrim hareketleri
İnanılmaz derecede basit , kolpa ve büyük resmi görmekten uzak bir tarih anlayışı.
Yapay Türk Modernleşme hareketinin şablonu içinde aklımıza yatan bir yere koymak uğruna “karşı-devrim” hareketlerinin dini olduktan çok politik olan yapısını da göz ardı ediyoruz
31 Mart Olayı, Türk Modernleşmesi şablonunda uygun bir kategoriye sokabilmek için objektif şekilde değerlendiremediğimiz politik hareketlerden sadece biri
Hareketin tarihiyle ilgili elimizde yazılı ve görsel kaynakları geçtim ses kaydı bile var
Miladi takvimle 13 Nisan 1909 da başlayan ayaklanma, 23 ü 24 Nisan a bağlayan gece Selanikten yola çıkıp Yeşilköy üzerinden İstanbul’a giren Hareket ordusunun müdahalesiyle bastırılmıştı
Videoda Hareket Ordusunun kumandanı Mahmut Şevket Paşa’nın Yeşilköy’de subaylarına yaptığı konuşmanın ses kaydı var.
Paşanın konuşmasının içindeki birkaç kelime dışında her şey net bir şekilde anlaşılıyor. Osmanlıca diye ayrı bir dil olduğunu zannedenler için şaşırtıcı bir detay olsa gerek.
Mahmut Şevket Paşa Kimdir?
Mahmut Şevket Paşa ayaklanmanın bastırılması ve Abdülhamid in tahtan indirilmesindeki rolü sayesinde genç İttihat ve Terakki kadrolarının yönetimde etkin olmak için sahip olmaları gereken yaşça kıdemlliği ve deneyimliliği sağlayan bir “abi” figürü haline gelir.
Çeçen asıllı bir ailenin çocuğu olan Mahmut Şevket Bağdat’ta doğup büyümesi sebebiyle “Arap” lakabıyla da alınır.
Mektebi Harbiye mezunu olan Mahmut Şevket Arapça nın yanında Almanca ve Fransızca bilmesi sebebiyle Osmanlı Ordusundaki ıslahat çalışmalarını sürdüren Alman generallerinin muavinliğini yapar.Uzun yıllar Almanya’da kalan Paşa, 1905 ‘te Kosova valiliğine getirilir.
Kendisi İttihat ve Terakki üyesi olmamasına rağmen cemiyetle ilişki kurar ve rejim aleyhtarlığına göz yumar. 1908’de üçüncü kolordu kumandanlığına tayin ettirilen Mahmut Şevket Paşa 2. Meşrutiyetin ilanından sonra siyaset sahnesinde yükselmeye başlar. 31 Mart Olaylarından sonra Hareket Ordusunun başında İstanbula girer ve sıkıyönetim ilan eder. 3 Sene boyunca İstanbul’da devam edecek sıkıyönetimde ordu müfettişliği görevini üstlenir. Zaman zaman İttihat ve Terakki yönetimiyle ters düşmeye başlasa da İbrahim Hakkı Paşa kabinesinde Harbiye nazırlığına getirilir.
Harbiye Nazırlığı kabinenin en kritik pozisyonu. 2. Meşrutiyet sonrası kurulan hükümetler Harbiye ve Bahriye Nazırlıklarına kendi adamlarını getirmeye çalıştılar ve politik mücadele “harbiye nazırı hangi kesime daha yakın olucak?” sorusu etrafında şekillendi. Birinci Dünya Savaşı sırasında Enver Paşa nın resmi görevinin Harbiye Nazırlığı olduğu ve Mustafa Kemal’in savaş sonrası 1918 ekiminde İttihat ve Terakki rejimi düştükten hemen sonra kurulacak hükümette Harbiye Nazırlığı talep ettiği göz önüne alınırsa , silahlı kuvvetleri kontrol eden kişinin sahip olduğu siyasi güç daha iyi anlaşılır.
25 Ocakta 1910da Harbiye Nazırlığına atanan Mahmut Şevket Paşa, Temmuz 1912 deki istifasına kadar 2,5 sene bu görevi üstlenir. Balkan savaşları sırasında kurulan hükümetlerde etkin görevler almaz.
İktidardan 8 aylık bir süre boyunca uzak kalan İttihat ve Terakki yönetimi, Balkan Savaşı sonunda Edirne’ye kadar bütün Rumeli topraklarının kaybedilmesinden doğan siyasi karışıklığı fırsat bilerek bir hükümet darbesi düzenler. Sadrazam Kıbrıslı Kamil Paşa istifa ettirilir. Yeni kabine Mahmut Şevket Paşa tarafından kurulur. Sadrazamlığı boyunca hem İttihat ve Terakkiye yönelen muhalefetle hem İttihat ve Terakki ileri gelenleriyle iktidarı paylaşma mücadelesi verir. Paşayla İttihat ve Terakki arasındaki siyasi sürtüşme giderek büyür. Bu arada, muhalefette sadrazama karşı olan tutumunu sertleştirmiştir. Kendisine bir suikast düzenlenebileceğine dair yapılan uyarıları dikkate almayan Mahmut Şevket Paşa, 11 Haziran 1913 silahlı saldırıya uğrayıp öldürülür.Suikasti planlayan ekip, işbirlikçiler ve tetikçisi kısa sürede yakalanıp idam edilir
Çerkez Kazım ın başında olduğu ekibin yürüttüğü Babı Ali Baskınına misillime hareketi olarak görülen olayda , Paşadan kurtulmak isteyen İttihat ve Terakki kadrolarının da bir payı olduğu göz ardı edilemez.İttihatçılar suikasti sert ve baskıcı bir yönetim oluşturup muhalefeti susturmak için kullanırlar.
Birinci Dünya Savaşının sonuna kadar sürecek İttihat ve Terakki ülkenin geleceğinde tek söz sahibi güç odağının olduğu bir dönem başlar.
KAYNAK:
- TDV İslâm Ansiklopedisi
- Akşin, S. (2007) . “Structural Characteristics of CUP and the 31 March Incident” ve “The Supervisionary Government from the 31 March Incident to 1913”
- McCarthy Justin. The Ottoman Turks Introductionary History to 1923